Kinoa, bundan 4.000 yıl önce Bolivya, Peru, Ekvador gibi yörelerde tarımına başlanan besinsel özellikler olarak tahıla benzeyen fakat aslen buğdaygillerden olmayan bir bitkinin tohumudur.
Birleşmiş Milletler Bölge Ofisi tarafından 2013 yılının ‘Kinoa Yılı’ ilan edilmesiyle dikkatleri üzerine çekmiştir. Ameria ve Avrupa ülkelerinde yaygın olarak tüketilen kinoa ülkemizde de son zamanlarda popülerleşmeye başlamıştır.
Kinoanın bu kadar ön plana çıkmasının sebepleri söyle açıklanabilir;
- Kinoanın protein içeriği yüksektir. Bu nedenle vejeteryanlar içinde iyi bir protein kaynağıdır.( Bir su bardağı kinoa yaklaşık 8,8 gr protein içerir. )
- Kinoa çok düşük kalorili bir besin değildir fakat proteinden zengin olduğu için ve içerdiği yüksek oranda lif (diğer tahıllardan iki kat daha fazla) olduğundan dolayı uzun süre tok tutma etkisi vardır ve sindirimi kolaylaştırır. Kan şekerinde oluşan dalgalanmalarını engeller.
- Gluten içermez. Bu özelliğinden dolayı çölyak hastalarının diyetlerinde ve glutene alerjisi olan insanların diyetlerinde kullanılabilir. Ayrıca sağlıklı beslenme üzerine olan diyetlerdede kullanılmaktadır.
- Sodyumu düşüktür. Tansiyon hastaları tarafından rahatlıkla kullanılabilir.
- Manganez,magnezyum ve fosfor açısından iyi bir kaynaktır. Manganez sayesinde önemli derecede antioksidan özelliği vardır.
- Ayrıca düzenli olara kinoa tüketilince bunun total kolesterol seviyesinde azalmayı sağladığını buna karşın HDL kolesterol seviyesinin korunmasını sağladığını gösteren araştırmalar vardır.