Narsisistik Kişilik Bozukluğu

Narsisistik Kişilik Bozukluğu

Narsisistik kişilik bozukluğu diğer tüm kişilik bozukluklarından farklıdır. Çünkü bu bozukluk oldukça sinsi ilerler. Bu kişilik bozukluğu, Antisosyal , Borderline ve Histrionik kişilik bozuklukları ile birlikte görüldüğünden, teşhisi oldukça zordur. Bu nedenle kişi bu bozukluğun farkına çoğu zaman bir uzman yardımı almadan fark etmez.  Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler , çok önemli oldukları düşüncesini taşırlar ve başkalarına saygısızca davranışlar gösterirler. Kendini beğenmişlik tavrı içindedirler. Kısaca özetleyecek olursak ; Kişinin kendini ‘bir şey’ zannetmesi hâlidir. Kendini beğenme, başkalarını yetersiz bulma hastalığına yakalanmasıdır.

 

Bu bozukluğa sahip kişiler eleştirilmeye çok fazla duyarlıdırlar. Yani eleştiri kabul edemezler , eleştiri onlar için zayıflık ve kötülük halidir. Kişinin benlik saygısı çok düşüktür. Bu nedenle yani belik saygılarının çok zayıf ve kırılgan olması narsisistik kişileri depresyon geçirmeye yakınlaştır. Güç ve sevgide doyumsuz, kendilerini eşi bulunmaz biri olarak görme özellikleri vardır. Başkalarıyla empati kuramaz , yalnızca kendi bencil uğraşlarıyla ilgilenirler.  Kendilerine bu bozukluğun belirtilerini yok etmek için savunma mekanizması geliştirmişlerdir. Ya inkar ya da yansıtma savunma mekanizması ile kendilerini rahatlatmaktadırlar. Yansıtma savunma mekanizması olan kullanan kişiler kabul edemedikleri duygularını başkalarına yüklerler.

 

Araştırmalara göre, toplumların yüzde 1’inin narsist kişilik bozukluğu taşıdığını biliyoruz. Bakıldığında yüzde 1 çok küçük bir miktar gibi gözükse bile küçümsenemeyecek kadar önemli bir rakamdır. Çünkü kişiler duyarsızlıklarından elde ettikleri güç ile toplumda kolayca kendilerini kabul ettirirler. Etrafında ki kişileri  istediği gibi kullanırlar ve genelde başarılıdırlar. Fakat , başkalarını ezmek ve duyarsızca yaşamaktan kaynaklandığı için, gerçek bir başarı değildir.

 

Araştırmalara göre bu hastalığın temelleri çocukluk çağlarında başlıyor ve ergenlik döneminde ki bir çok olay ile tetikleniyor. Çocukluk yıllarında annesi ile arasında bağlanma problemi olan çocukların yetişkinlikte narsistik kişilik bozukluğuna yatkınlığı olduğu biliniyor. Çünkü annesine güvenle bağlanmayan kişi hayata karşı güvensiz oluyor. Çocukluk yıllarında aşağılanmış , ötekileştirilmiş kişiler narsisiszme yatkın oluyor. Kişi aşağılandıkça kendini güçlendirmeye çalışıyor ve kendini güçlendirdikçe başkalarını hissetmemeye sonunda ise duyarsızlaşmaya başlıyor. Bunların yanı sıra bakım verenleri tarafından sürekli övgü yağmuruna tutulmuş kişilerde narsisizme oldukça yatkındır. Çocukluk yıllarında ‘eşin benzerin yok.’ mesajı ile büyümüş kişiler kendilerinin eşsiz olduğuna inanır , etrafında ki kimseyi beğenmez ve kendi bulunduğu noktaya asla erişemeyeceklerini düşünür. Bu düşünce en yukarda bahsettiğimiz kendini ‘bir şey ‘ zannetmek ile aynı noktadır.

Narsisistik kişilik bozukluğu diğer tüm kişilik bozukluklarının aksine tedavisi en zor olandır. Çünkü bozukluk hem kronikleşir hem de bu bozukluğa sahip kişilerin kendilerinde bir sorun olmadığını düşünür. Bir sorun olmadığına inandığı için psikolojik sürece dahil olmak istemez. Dahil olsa bile kendini psikologdan üstün görür ve ona güvenmez.

Psikolog Nur Ceren TEMİZ


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.