Borderline – Sınırda Kişilik Bozukluğu

Borderline – Sınırda Kişilik Bozukluğu

Borderline kelime anlamı olarak sınırda demektir. Yani sınırda kişilik bozukluğu olarak ele alınır psikolojide. Sınırda kişilik bozukluğu üzerinde en fazla çalışılan kişilik bozukluğudur. Sınırda kişilik bozukluğu genç ve erişkinlik döneminde başlayan ,  insan ilişkilerinde ve benlik algısında , duygularında ki aşırı dalgalanmalardır. Yani kişinin çok fazla dürtüselliğe ve tutarsızlığa sahip olmasıdır. Bu tutarsızlıklar mesela ; karşısında ki insanı çok fazla büyütmek ya da aşırı değersiz görmek , yerin dibine sokmak olabilir. Hayali ya da gerçek bir terk edilmeden kaçmak için aşırı derecede çaba harcamak olabilir. Bunlar dışında kendine zarar verecek davranışlarda ( aşırı para harcama , birden aşırı yemek yeme , hızlı ve tehlikeli araba kullanmak) bulunmak olabilir. Bu belirtiler psikoloji de tanı koymak için kullandığımız DSM – IV  de sınırda kişilik bozukluğunun belirtileri arasına girmektedir.

 

Sınırda kişilik bozukluğu olan kişilerde görülen en dikkat çekici özellik duygulanımlarındaki değişiklik ve yoğunluktur. Bir durumdan diğer duruma ani ve hızlı geçişler olur. Çok sık olmamakla beraber bazı kişiler kendine zarar verici davranışlarda bulunur ve daha sonra bunları aptalca ve yanlış bulunduğu olur. Bu kişilerde öngörülmezlik  , düşünmeden davranma ve tutarsızlık ön plandadır.

Tüm bu tanımlardan sonra bu kişilerde ani öfke patlamaları ve ani terkedilmelere karşı paranoyalar görülür. Klinik vakalarda en çok karşılaşılan durum da bunlardan biridir ani şekilde bir yakını tarafından kaybedilme korkusu ve bu korkuyu aşamama sonuç olarak ani öfke patlamaları yaşadığıdır.

 

Kişilik oluşumu çocukluk döneminde başladığı için kişinin çocukluk döneminde yaşadığı travmatik ve dramatik olaylar kişilik bozukluklarına yol açar. Sınırda kişilik bozukluğuna sahip kişilerde sıkça görülen öykülerde cinsel istismar , anne baba ilişkilerinde yaşanan sorunlar beraberinde gelen boşanma süreci ve sonrası , ilgi eksikliğidir.

Sınırda kişilik bozukluğunun  yapılan araştırmalarla kadınlarda daha çok görüldüğü ortaya çıkmıştır. Ayrıca genetik açıdan bir aktarıma sahip olduğunu da unutmamak lazım.

 

Borderline kişilik bozukluklarına psikiyatrik bir çok sorunda eşlik edebilir. Bu nedenle böyle durumlarda psikofarmakolojik tedaviler söz konusu olabilir. Bu kişilerle çalışmak oldukça zordur hem danışan hem de danışman için. Çünkü kişi danışmandan sürekli bir karşı tranferans ister yani kendilerinde gördükleri özellikleri danışmanda görmek ve onaylanmak isterler. Fakat psikoterapilerin altın kuralı danışan ve danışman arasında bir karşı transferans olmamasıdır. Eleştirilmeye ve reddedilmeye yönelik olan aşırı duyarlılığı en aza indirmek için çalışan bir psikoterapi planı izlenir bu kişilerde. Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin tedavilerinin zor ve uzun zaman aldığı unutulmamalıdır. Ayrıca grup terapileri de bu kişilik bozukluğunda kullanılan yöntemlerdendir. Aynı patolojiye sahip kişiler bir grup içinde deneyimlerini , izledikleri yolları paylaşırlar ve diğer grup üyeleri de bu deneyimlerden yüreklenerek kendilerine uygun bir yol çizebilirler.

Psikolog Nur Ceren TEMİZ

 


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.