Yaşlılarda Doğurganlık

Yaşlılarda Doğurganlık

Kadınlarda doğurganlık 30’lu yaşlardan itibaren azalsa da erkeklerde sperm karakteristiklerinde bozulma daha ileri yaşlarda başlar. Sperm kalitesinde yaş ile bozulma olmakla birlikte 60’lı yaşlara kadar problem haline gelmeyecektir. Erkeklerde sperm parametrelerinde ciddi bozulma olmasa da yaş ilerledikçe cinsel işlev bozuklukları ortaya çıkar. Bütün bunlara rağmen erkekler her yaşta çocuk sahibi olabilirler.

Yaşlanma ile erkeklerde testis boyutları küçülür ve testis hareketliliğinde azalma olur. Ayrıca yaşlı erkeklerin sperminde genetik defektlere rastlanma olasılığı da artar. Yaş ile birlikte erkeklerde üreme ve cinsel işlevlerini bozan tıbbi sorunlar da ortaya çıkabilir. Ancak tıbbi açıdan sağlıklı erkeklerde yaş ile üreme ve cinsel işlevde azalma dikkat çekici değildir. Eğer erkekte yaş ile libide ve sertleşme (ereksiyon) problemleri başlamış ise üroloji doktoru tarafından tedavi edilmelidir. Azalan testosteron hormonu düzeyleri, libidonun azalmasına da neden olur.

Yaşlı Kadınlarda Doğurganlık

Kadının en üretken yaşları 20’li yaşlardır. 30’lu yaşlar boyunca üreme yeteneği azalır. Bu azalma 35 yaş sonrası daha belirgin olur. 30 yaşında, gebelikten korunmayan ve düzenli cinsel ilişkide bulunan bir kadının bir ayda gebe kalma şansı %20’dir. Bunun anlamı şudur. 30 yaşında 100 tane kadın gebe kalmak için düzenli ilişkide bulunuyor olsa ay sonunda 20 tanesi gebe olacak, 80 tanesi hala gebe olmayacaktır. Bu oran 40 yaşında %5’ti. Bunun anlamı da şudur. 40 yaşında 100 tane kadın gebe kalmak için düzenli cinsel ilişkide bulunuyor olsa ay sonunda yalnızca 5 tane gebe kalan olacak. 95 tanesi hala gebe olmayacaktır.

Kadınlarda doğurganlık menopoza kadar devam etmez. Ülkemizde ortalama menopoz yaşı 51 olduğu halde 40’lı yaşların ortalarından itibaren çocuk yapma yeteneğimizi yitiririz. Bu oranlar doğal ilişki ile gebeliklerde geçerli olduğu gibi infertilite tedavisi ve tüp bebek için de geçerlidir. Medyada ileri yaşlarda tüp bebek ile veya kendiliğinden gebe kalan kadın haberleri olsa bunlar nadir durumlardır. 40’lı yaşların ortalarından sonra gebelik şansı yok denecek kadar azalır.

Yaş ile ilgili bu doğurganlık azalmasının temel nedeni ilerleyen yaş ile yumurtanın hem sayı, hem de kalitesinin azalmasıdır.

Yumurta Kalitesi

Yaşlandıkça yumurta sayısı azalırken yumurta kalitesi de azalır. Bu nedenle gebe kalmak zorlaştığı gibi düşük olasılığı da artar. Yumurta kalitesinde azalma, 30’lu yaşların ortalarından itibaren belirgin hale gelir. Bu nedenle yumurta kalitesinin en iyi göstergesi anne adayının yaşıdır. Yumurta kalitesinde azalmanın en önemli sonucu kromozom sayısı bozukluklarıdır. Kromozom sayısı bozuklukları bebekte anöploidi de denilen bozukluklara neden olur. Normal bir yumurtada 23 kromozom bulunmalıdır. Bu yumurta normal olarak 23 kromozomu bulunan bir sperm ile döllenince 46 kromozomlu bir embriyo oluşur. Kadında yaş ilerledikçe kromozom sayısı düşük veya yüksek olan yumurtalar ortaya çıkmaya başlayacaktır. Herkesin bildiği Down Sendromu’nda normalde 2 tane olması gereken 21 numaralı kromozom 3 tanedir. Kromozom sayısı bozukluğu olan yumurtaların çoğu döllenemez, hatta döllense bile erken dönemde düşükler ile souçlanır. Bu nedenler ileri yaş kadınlarda gebe kalma şansı düşük, düşük yapma olasılığı yüksektir.

Yumurta Sayısı

Yumurtalıklardaki yumurta sayısının azalmasına yumurta rezervi azalması denir. Kadınlar doğurganlığı azalmadan önce yeterli yumurta sayılarını kaybederler. Adet döngüsünün düzeni de bozulmaya başlar. Kız çocuk, ömür boyunca ona yetecek kadar yumurta ile doğar ve bu yumurtalar çoğalmaz. Gün geçtikçe azalır. Yumurta rezervi azaldıkça yumurtaların FSH hormonuna yanıt verme şansı azalır. Bu da yumurtanın büyümesi için daha fazla FSH gerekliliği ortaya çıkarır.

                 Hakan KILAVUZ                                                                                    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.