Gebe kadınların yaklaşık %25’inde gebeliğin herhangi bir anında kanama gözlenebilir. Bu kanamaların çoğunluğu gebeliğin ilk on iki haftası görülmektedir. Özellikle gebeliğin çok erken dönemlerinde fetusun rahim duvarına yerleşme süreci ile birlikte çok hafif de olsa bir kanama görülebilir. Bu kanama genellikle gebelik gerçekleştikten sonraki ilk adet dönemi günlerine denk gelmektedir. Vajinal kanama ile hastaneye gelen kadın gebe olduğunun farkında olmayabilir, bu nedenle  hastaya hemen gebelik testi yapılmalıdır.

Vajinal kanama sebeplerinin çoğu önemli olmamakla birlikte hastanın mutlaka bir uzman kontrolünden geçmesi gerekir.

Gebelikte vajinal kanama şu nedenlerden dolayı görülebilir;

●Düşük: Hamilelik, 24.haftadan önce sonlanırsa bu duruma düşük adı verilir. Yaklaşık her beş gebelikten biri düşük ile sonlanmaktadır. Özellikle de 14. haftadan önce oluşan erken düşüklerin bir çoğunda fetusta bir anomali söz konusu olmaktadır. Hormonal ya da pıhtılaşmayla ilgili sorunlar da düşüğe sebep olabilmektedir. Düşük kanamaları hafif, kahverengi lekelenme biçiminde başlayabileceği gibi, başlangıçtan itibaren şiddetli parlak kan da görülebilmektedir. Günler boyunca artıp azalan biçimde seyir edebilir. Özellikle adet kanaması gibi yoğun kanamalarda, karında kramp veya ağrısı şiddetli olanlarda düşük riski diğerlerine göre daha fazladır. Göğüs uçlarında hissedilen hassasiyet, bulantı gibi normal hamilelik belirtileri ortadan kalkabilir. Yapılan bir araştırmanın sonucunda lekelenme biçiminde ya da hafif kanama görülen kişilerde, özellikle de ağrı olmayan, 1-2 günde geçen kanama görülen kişilerde düşük riski hiç kanaması olmayan hamilelere oranla daha yüksek tespit edilmemiştir.

●Ektopik hamilelik: Döllenmiş yumurtanın rahim dışında bir bölgeye genelde  Fallopian tüplerine yerleşmesi sonucunda gelişen hamileliktir. Hamilelikte bu duruma rastlanma olasılığı %1.5-2 gibi bir orandır. En sık hamileliğin 5-14. haftalarında görülmektedir. Bu bölgeler, ilerleyen hamilelik ile birlikte genişleme becerisine sahip olmadıklarından patlayarak yaşamı tehdit edecek ciddi komplikasyonlara yol açabilmektedirler. Böyle bir durumda kanama ile beraber karın ağrısı, bazen sağ omuzda ağrı, tansiyonun düşmesine bağlı baş dönmesi ayrıca da bilinç kayıpları görülebilmektedir.

●Molar hamilelik: Döllenmenin gerçekleşmesinin ardından bölünen hücreler normal gelişemez ve bebek formasyonu yerine anormal hücre yumağı biçimini alır. Genelde gebeliğin 10-16. haftalarında yapılan ilk ultrasonda teşhis edilir. Vajinal kanamaya neden olabilirler.

●Rahim ağzında travma ya da enfeksiyon: Hamilelik sürecinde rahim ağzındaki hücreler mutasyona uğrayarak daha kolay kanar hale gelebilirler. Hafif bir vajinal enfeksiyon ya da cinsel ilişki kanamaya sebep olabilmektedir.

●Plasenta previa : Plasenta rahmin alt kısımlarında, rahim ağzına yakın bölgelere yerleşerek bebeğin doğum yolunu tıkayabilmektedir. Gebeliğin ilerlemesi esnasında vajinal kanamalara sebep olabilir veya doğum yolu tıkandığından sezeryan gerekebilmektedir.

●Ablasyo plasenta (Abruptio placenta) : Plasenta dekolmanı olarak da adlandırılan, plasentanın rahim duvarından ayrılması sürecidir. Genelde mide ve karın ağrısı şikayetleri ile teşhis edilir. Çok ciddi bir sağlık olayı olduğu için derhal müdahale edilmesi şarttır.

●Polip: Rahim ağzına yakın bölgelere yerleşmiş olan polipler gebelikte kanamalara sebep olabilmektedirler.

●Nişan gelmesi: Hamileliğin ileri evrelerinde mukus ile karışık az miktarda kanama, doğum süreci boyunca rahim ağzını kapayan mukus tıkacın doğum sürecinin başlaması ile beraber atılması sonucu görülebilmektedir. Bu durumu genelde bir kaç gün içinde doğum sancıları takip etmektedir.
Vajinal kanama görülen vakalarda müdahale nasıl olmalıdır?

-Derhal doktorunuza haber verin. Gerekirse ambulans çağırın.

-Doktora danışmadan hiç bir ilacı kullanmayın.

-Doktorunuz sakıncası olmadığını belirtene kadar cinsel ilişkiye girmekten sakının.

-Kanama durana kadar ya da gebeliğinizin sonuna kadar yatak istirahati ya da hareketlerinize sınırlama getirmeniz gerekebilmektedir.