Cinsellikle ilgili korkunç hikayeler, dini ve sosyal baskılar, insanları cinsellikten korkar hale getirdiğinden, çoğu kişi ilk ilişki endişesi yaşıyor.

İlk ilişki korkusu nedeniyle ereksiyon problemi yaşayan erkekler ya da ilişkiye hazır hale gelmeyen, vajinismus olan ve cinsel soğukluk yaşayan kadınların sayısı oldukça fazla.

İlk cinsel deneyim hikayelerinde mitler, kadınlarda kızlık zarı yırtılmasının çok ağrılı olduğu, günlerce iyileşmeyeceği, bol kanama olacağı şeklinde. Erkeklerde ise bir ‘milli olma’ veya ‘erkek’ olma efsanesi var. Bu da bir performans anksiyetesi başlatıyor.

Ataerkil düzenin sürdüğü her toplumda erkekler ilk cinsel deneyim korkusu yaşarlar. Çünkü bu kültür, erkeğin cinsel ilişkisine ‘erkek olma’ anlamı yükler. Erkeklerin ‘milli olması’ gerektiği, fazla sayıda kadınla cinsellik yaşamasının beklenen bir şey olduğu, yani skora dayalı bir cinsellik anlayışının hakim olduğu kültürde, cinsellikle güç birleşiyor. Kimi zaman bu normal dışı bağlantıyı spor ile seks arasında da görüyoruz. Takımının attığı her golü bir cinsel zafer edasıyla karşılayan taraftar az değil.

Erkeklerin kadına karşı hoyratlığı, bir kadına ‘sahip olma’ yaklaşımı, bu güç kanıtlama isteğinin uzantısı niteliğindeki fanteziler aslında. Bir bayan arkadaşım şöyle demişti. “Siz kadınların ‘vermesi’nden bahsedersiniz. Aslında veren erkektir. Kadın ise alır.” Aslında haklıydı.

Dolayısıyla ilk ilişki erkekler için, yaşanması gereken doğal bir zevkten ziyade, aşılması gerek bir sınav. Akıllara yerleşen düşünce, yakalarına takacakları ‘milli’ rozeti aslında. Erkekler, bunun içini nasıl dolduracakları ve sürdüreceklerine ilişkin de çok büyük endişe taşırlar. Zaten efsane içi doldurulamayacak durumda ise devreye yeni bir efsane yazma yalanı girer.

Toplum, erkeğin evlenmeden önce pek çok kadınla birlikte olmasını beklerken, kadının evlilik öncesi cinsel deneyim yaşamasını yasaklar. Bu toplum kuralını da muhtemelen erkekler koymuştur. Dolayısıyla pek çok kadın için evlenmek, ilk gece korkusunun da başlaması anlamına gelir.

O güne kadar duyduğu cinsel ilişki hikayeleri, cinsel birleşmede büyük bir acı yaşanacağı, kızlık zarının yırtılmasının vajinanın parçalanması gibi olduğu şeklindedir. Bunlar, kadınların evlendiği halde cinsel ilişkiye girememelerine, vajinismus ya da cinsel soğukluk sorunu yaşamalarına yol açar.

Cinsellikle ilgili kaynaklar, hep erkeklerin ne yapacağını anlatır. Sakin olmalı, kadına yol gösterici olmalı, kadının cinsel organına, göğüslerine dokunarak onu uyarmalı gibi birtakım bilgiler verir. Burada kadının ancak evleneceği erkekle birlikte olması onaylanırken, bir taraftan da erkeğin yaşadığı korku görmezden gelinir. Çünkü korku, ‘erkeklik’ kavramının içine yakışmıyor.

Erkeklere yol gösteren bilgiler işe yarayabildiği gibi tam tersi, kadını rahatsız edici etki de doğurabilir. Çünkü asıl bilinmesi gereken, cinselliğin karşı tarafla birlikte yaşandığı gerçeği. Birisinin reçetesi bir başkasına uymayabilir. Kadın ve erkek, birbirlerine göre kendilerini ayarlamalıdır. Birbirlerini nasıl rahatlatacaklarını ancak yaşayarak fark edebilirler.

Cinsellik doğal bir olaydır. İlk deneyimi sorunsuz atlatmak için bunun doğal olduğunu unutmamak gerekir. Her şeyi kendi haline bırakmak, dokunuşlardan zevk almaya odaklanmak gerekir.

Cinselliği sadece cinsel organa indirgememek gereklidir. İlk deneyimini yaşayacak olan tarafa dokunuşlarla zevk vermeye çalışarak, belki cinsel birleşmeyi daha sonraya bırakarak, korkunun üstesinden gelmek mümkün.

İlk ilişki aklınıza geldiğinde elleriniz, ayakları titiriyorsa, korkudan bayılacak gibi oluyorsanız, bu nedenle birisiyle tanışmaktan, görüşmekten, birinin size dokunmasından irikiliyorsanız, kimsenin sizinle tensel temas kurmasını istemiyorsanız, bu şekilde sağlıklı cinsellik yaşamanız mümkün değil. Çünkü korku, cinsellikten çok daha büyük bir sinyaldir beyne gönderilen.

Kendinizde ilk ilişkiye dair yüksek endişe belirtileri görüyorsanız ve sürekli ilişkiden kaçma eğilimindeyseniz, bir uzmandan yardım almanız yerinde olur.