Vücuttaki çoğu hücrenin belli bir yaşam ömrü vardır. Ömrünü tamamlayan hücreler kendilerini yıkıma uğratır. Bu programlı hücre ölümüne APOPITOZ denir. Hücreler yaşam süresi boyunca  belli sayıda bölünmeye uğrarlar. Ancak kanser hücrelerinde bu sistemler kökten değişir.

Kanser hücreleri aslında normal hücrelerden oluşur. Ama genetik yapıdaki bozukluklar sebebiyle aşırı derecede kontrolsüz bölünmeye uğrarlar. O denli kontrolsüz hücrelerdir ki büyüyerek tek hücre olmaktan çıkıp bir doku parçası oluştururlar. Apopitoz denilen mekanizma bozulur ve ömrü dolmuş olan hücreler yıkılamazlar.

Dokuların yaşamlarını sürdürebilmesi için kan dolaşımına sahip olmaları gerekir. Zamanla büyüyen bu dokular kendilerine damar ağı oluştururlar. Beslenmelerini sağlayan bu damar ağı aynı zamanda anormal hücrelerin başka dokulara yayılmasını da sağlar.

Kanser dokusu ne yazık ki bu kadar basit bir olay değildir. Bazı kanser türleri hormon üretimi dahi yapabilmektedir. Oluştuğu dokuya göre farklı komplikasyonlara sebep olurlar. Genellikle bu semptomlar sonucu ölüme giden yol açılır. Metastaz denilen karmaşık sistem sonucu birbirlerinden alakasız organlardan sıçramalar olabilir. Örneğin bir yumurtalık kanseri akciğere sıçrayabilir. Akciğerde oluşmuş bir kanser git gide yayılıp nefes almakta rol alan dokuları bloke eder. Bu süreç sonunda nefes darlığı ve daha ileri aşamalarda da ölüm gerçekleşir.

Kanserde önemli olan erken teşhis yapılmasıdır. Erken teşhis vücutta metastaz olmadan oluşan kitlenin alınıp kötü sonuçlar oluşmasını engeller. Ayrıca alınan kitleler hücrelerin tipine göre de degisik evrelerde gözlenir. Bu sebeple vücutta yabancı olarak saptanan kitleler olursa mutlaka doktora başvurulmalıdır.