Yeme Bozukluğu (ANOREKSİYA NERVOZA)

Yeme Bozukluğu (ANOREKSİYA NERVOZA)

Anoreksiya nevroza bir yeme bozukluğudur. Anoreksiyalı insanların aşırı derecede bir kilo alma korkusu vardır. Yediklerini aşırı düzeyde kısıtlarlar ve hayati tehlike yaratacak boyutta zayıflarlar.

Bu rahatsızlık hem bedeni hem beyni etkiler. Diyet yapmak gibi masumane duygularla başlayıp kişinin  kontrolünü kaybetmekle devam eder. İstemsiz olarak sürekli diyet , besin ve kiloyu düşünmeye başlarlar. Kontrolsüzce verilmiş fazla kilo nedeniyle etraflarında ki insanlar çok zayıf olduklarını söylese bile onlar aynaya baktıklarında şişman ve kilolu hissederler.

Anoreksiya nevroza genellikle gençlik çağında başlar ve kadınlarda erkeklerden daha çok rastlanır. Ergen kızların %0.5-1 ‘inde görülür. Erken teşhis ve tedavi bu istatistikleri oldukça azaltır.

Anoreksiyası olan gençler ergenliğe uyum sağlamada zorluklar yaşar. Çoğunlukla özerklik durumundan yoksun ve ebeveynlerinin aşırı baskısı altında olduklarını düşünürler. Ölüm derecesinde açlık çekmeleri , vücutlarını denetim altında tutma çabalarının bir parçasıdır yani bir nevi bağımsızlık adına çabalamaları olarak da görülebilir. Hastalar , başarı tutkusu içinde olan kişiler de olabilir ve ölüm derecesinde açlık çekmeyi bir özdenetim olarak görebilirler.

Anoreksiya nevroza başlıca belirtisi kilo almaktan aşırı korkmadır. Bu hastalar , taşımaları gereken vücut ağırlıklarının en az seviye de bile kalmasına aşırı tepkilidirler. Kilo vermeyi yemek yemeyi aşırı şekilde keserek yaparlar fakat iştah kaybı ancak hastalığın ilerleyen aşamasında görülür. Anoreksiyaya sahip olan kişiler yemek yese bile yemeği çok küçük parçalara bölme ve tabaktaki yemeği bir düzene sokmak için çok büyük çaba harcama gibi garip davranışlar sergilerler. Adet sonrası kadınlara tanı konabilmesi için ardışık en az üç menstrüel döngünün olmaması gerekir.

Anokreksiya nervozaya , yemekle ilgili kompulsif davranışlar , depresyon ve anksiyete eşlik edebilir.

Anoreksiya nervozası olan hastalar tedaviye dirençli Anoreksiya nevroza tedavisinde ki ilk amaç hastanın tıbbi açıdan bakım gereklerinin sağlanmasıdır. Tıbbi bakım gereklerinin sağlanmasından sonra hastanın gözlem altında beslenmesi sağlanır ve hasta istenen kiloya getirilmeye çalışılır.

Bu hastalığın gidişi büyük ölçüde değişkendir. Az sayıda hasta kendiliğinden düzelir ; bir kesimi , giderek bozularak , ölüme kadar giden klinik bir gidiş görülebilir.

 

Anoreksiya  nervozası olan hastalar belirtilerini büyük ölçüde gizlerler ve tedaviye karşı oldukça dirençli davranırlar. Bazı hastalar ( vücut ağırlıklarının olması gerekenden %20 daha az olan hastalar) hastaneye yatırılarak gözlem altında tedavi görürler. Hastanın tıbbi gereksinimleri sağlanmadan terapi girişiminde bulunulmamalıdır.

Anoreksiya nervozanın tedavisi sırasında ilaç etkisi çok değildir. Ancak hastanın anoreksiyasının yanında depresyon gibi eşlik eden patolojisi var ise farmakoterapi (ilaç tedavisi )  kullanılır.

Psikolog Nur Ceren TEMİZ


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.