Kardeş Kıskançlığı

Kardeş Kıskançlığı

Yeni bir kardeş çoğu çocuk için adapte olması zor bir durumdur. Gelişmekte olan bir çocuğun bu kıskançlık dönemini yaşaması son derece doğal, sağlıklı ve kıskançlığın genetik bir şifreleme olduğunu varsayarsak bu süreç aslında gelişimsel bir ödevdir.

Kıskançlık; yaş farkı, çocuğun mizacı ve cinsiyete göre derecelense de yaş farkı az olan kardeşler arasında daha fazla görülür. Çocuğun yaşaması muhtemel olan bu dönemi daha az şiddetli geçirmesi için ebeveynlere düşen en önemli sorumluluk bir uzmana danışmadan hareket etmemeleridir. Her çocuk bu dönemi farklı şekilde atlatacağı için eğer kardeş kıskançlığının şiddeti fazla ise çocuk da mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır.

Kardeş kıskançlığının en önemli belirtileri:

Mutsuzluk, günlük enerjide azalma, faal aktivitelerde gerileme,

Geceleri kabus görme ve altını ıslatma,

Tırnak yeme ve parmak emme davranışı,

Uykusuzluk,

Ebeveynlerden ve evden ayrılmama isteği,

Okulda arkadaşlara evde kardeşe karşı öfke, nefret ve saldırganlık

Anne-babaya karşı değişen tutum ve saygısızlık,

Ev içinde dikkat çekici bir şekilde kendine ve eşyalara zarar verme, asabilik ve hırçınlık.

Bu durumu yaşamak istemeyen ebeveynlere düşen en önemli görev bebek gelmeden kardeşi bu sürece uygun bir şekilde hazırlamaktır. Çocuğun ‘’Kardeşim geliyor, ben ikinci plana itiliyorum’’ düşüncesine kapılmaması için evde yapılacak olan yeni düzenlemeler bebek gelmeden önce hazır olmalı ve çocuğa bu düzenlemelerin gerekli olduğu hatta bir zamanlar kendisi için de yapıldığı ifade edilmelidir. Eski  giysilerinin çocuğun isteği ile beraberce kardeşe hazırlanması çocuğu bu sürece yumuşatmak için uygun olabilir.

Soyut düşünme yeteneği gelişmeyen çocuklara kurulan somut cümleler açıklayıcı olmadığı için çocuğa aile ve kardeş sevgisi ile ilgili kısa hikayeler ve masallar okunabilir, çocuğun bilinçaltı bu sürece hazırlanabilir. Yeni gelen kardeşle birlikte evde bazı düzenlerin geçici olarak değişeceği, kardeşin özenli bir bakıma ihtiyacı olduğu, çocuğun kendi bebekliği ile verilen örneklerle anlatılabilir; çocuk, empatik cümlelerle abla-abi konumuna heveslendirilebilir. ‘’Bazen senin de yardımına ihtiyaç duyacağım, sen de şu konuda bana yardımcı olabilirsin’’ gibi cümlelerle çocuğa dışlanmaktan ziyade sürece dahil olduğu lanse edilebilir.

Akrabalara düşen sorumluluklar da önemlidir. Çocuğun hala-teyzesi, amca-dayısı da sürece dahil edilmeli onlar da hassas davranmaları gerektiğini bilmelidir.

Yenidoğana zarar verilmemesi adına aşırı koruyucu ve kaygı içeren davranışlarda bulunma da çocuğu kıskançlık psikolojisine sokabilir. ‘’Sakın kardeşine dokunma, orasını öyle tutma, kardeşin uyuyor sessiz ol’’ gibi söylemler çocuğunuzu kardeşinden soğutabilir.

Ebeveynler aşırı sempatik tutumlar sergilemekten de kesinlikle kaçınmalıdır. Kıskançlığı önlemek adına çocuk şımartılmamalı, çocuğa gösterilen ilgi abartılmamalı, adil bir ortam yaratmak adına çocuk gereksiz ödüllendirilmemelidir.

Ailelere düşen bir diğer en önemli görev de tartışmalarda hakem ve cezalandırıcı olmamalarıdır. Anne-baba böyle davranarak tartışmada rekabet yaratır ve kardeşlerin kendi aralarında çözülebilecek bir durumu kendiliğinden çözümsüz hale getirebilir. Önemli olan bir tarafı koruyucu olmadan adil sorular sorarak tartışmaya dahil olmaktır. ‘’Eğer aranızdaki sorunu hallederseniz … yapabilirsiniz’’ gibi duruma uygun yumuşak kurallar koyarak tartışmayı sonlandırmak daha etkili olacaktır.

Sağlıklı anne-baba tutumu kardeşler arasında sağlıklı iletişimi doğurur. Adil, empatik ve çocukla onun duygularını anlamaya yönelik yapılan konuşmalar çocuğunuzun psikolojisi açısından çok faydalı olacaktır.

Psikolog  Nihan YETİŞ


“Kardeş Kıskançlığı” için bir cevap

  1. oldukca guzel aciklayici yazi olmus benimde buaralar kiskanclik geciren kizim var okudum kizim için tskler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.