- Aşırı Koruyucu Tutum
Anne ve babalar bu tutumda, çocuğun her davranışına müdahale ederler. Çocuğa yaşından daha küçükmüş gibi davranmak, çocuğun bireyselleşme çabalarını engelleyen bir tutumdur. Böyle büyüyen çocuklar, yetişkinlik dönemlerinde de kendilerine hizmet eden bireyleri tercih ederler. Eğer bulamazlar ise kendilerini yetersiz ve çaresiz hissederler.
- Aşırı Baskıcı Tutum
Aile, çocuktan kurallara koşulsuz uyum sağlamasını ister. Genelde çocuklar korku ile büyür. Böyle bir tutuma maruz kalan çocuk ceza almamak için yeni davranışlar geliştirir. Saldırgan ve uyumsuz davranışlar sergiler. En önemlisi kendi benlik saygısını geliştiremez.
- Sınırsız ve Özgürlükçü Tutum
Bu tutumda çocuğa karşı aşırı düşkünlük ve hoşgörü vardır. Çocuk kendisine sınır koyamaz. Bencil, doyumsuz, kırılgan, her dediğinin anında olmasını isteyen ve sabırsız bireyler olurlar. Genelde doyumsuzluk ve iç boşluk yaşarlar. Kuralsızlığa alışan çocuklar, okul hayatındaki kurallara uyum sağlamada da zorluk çekerler.
- Mükemmeliyetçi Tutum
Ailenin çocuktan beklentileri, çocuğun yaşının ve kapasitesinin üstündedir. Çocuk kendi doğal içgüdüleri ve kurallar arasına sıkışıp kalır. Sürekli bir iç çatışma içindedir. Özellikle derslerinde çalışmayı tamamen bırakabilir, aşağılık duygusu gelişebilir.
- Tutarsız Tutum
Örnek vererek başlamak gerekirse; iyi polis, kötü polis buna uygundur. Yani bir olayda anne çocuğa hayır diyorken, babanın evet demesi gibi. Bu tutumda çocuk eğitimi hakkında, anne ile baba arasında ortak bir fikir yoktur. Tutarsızlık, anne ve babaya karşı sağlıklı bağlanmayı da etkiler. Böyle bir durumda çocuk kendini güvende hissedemez. Çevrensindeki insanlara da güvenmekte zorluk çeker, her şeyden şüphelenen, kararsız bir kişilik yapısı geliştirir.
- İlgisiz Tutum
Çocuğa karşı ‘‘ –mış ’’ gibi davranılmasıdır. Böyle bir tutumda çocuk, iyi bir rehberlik almamış olur ve ergenlik döneminde, duygusal açıdan bu eksikliği başka şeylerde aramaya başlar.
- Demokratik Tutum
Aile çocuğa sadece rehberlik yapar, karar çocuğa aittir. Çocuğa sevgi ile yaklaşılır ve ilgi gösterilir. Çocukla iyi- kötü paylaşım yapılmalıdır ve ona karşı koşulsuz kabul gösterilir.
Çocuklarla konuşurken onu iyice dinlemeli ve ona onu anladığımızı hissettirmeliyiz, geri bildirim yapmalıyız. Çocuğunuzun tanımlamaya çalıştığı duygusunun adını koymaya çalışın. ( örn: kırılmış olmalısın.) Önemli olan koşulsuz kabul ve ilgidir. Çocuğa karşı ‘‘ övgü ’’ olabildiğince sık yapılmalı. Eleştiri yapılacaksa da bu başkalarının yanında olmamalıdır.
Çocuk sorun yaşadığı zaman önce ona bırakılmalı, kendi sorumluluğunun farkına varması gerekir. Eğer çözüm bulmaz ise aile o zaman devreye girmeli.